Derleyen: Sümeyra M. Kılınç (sadehayat.com) Bu yazı Aidin SALİH Hanımefendi’nin kıymetli öğretilerinden derlenmiştir. Vücudumuza sürdüğümüz, kıyafetlerimizi yıkadığımız kendileri ile temizlendiğimizi düşündüğümüz ürünlerin içinde bulunan kokulu kimyasalların zararı olmadığından ne kadar eminiz? Son yıllarda yapılan araştırmalarla sentetik kokuların insan sağlığına verdiği zararlar tespit edilmeye başlandı. Ne var ki kozmetik sektörünün ve kokuların kimyasal bileşenleri ile ilgili dünyanın hemen hemen hiçbir yerinde yasal bir düzenleme mevcut değil. Resmi organların bu konudaki duyarsızlığının yanında Avrupa ve Amerika’da kokuların kontrolsüz kullanımına karşı birçok sivil çalışma yürütülmekte. Sade Hayat Dergisi olarak dünyada yankı uyandırmasına rağmen ülkemizde yeteri kadar tanınmayan, insan sağlığını ve neslini bu kadar...
Müjdelenen Meyve: İncir
Hadis-i Şerif’te ” Eğer cennetten gelme bir meyveyi zikretmem gerekseydi, incirdir derdim. Çünkü cennetlik meyvelerin çekirdekleri yoktur. Hemoroid ve gut hastalığı olanlar bu meyvelerden yesinler.” buyrulmuştur. İncir tüm meyvelerin faydalarını içinde toplamıştır. Kanın pıhtılaşmasını sağlar, koyu kanı sulandırır, balgam söktürür, yaraları iyileştirir, bağırsakları açar ve boşaltır, tüm hastalıklara şifadır. İncir karaciğer, dalak, böbrek, mesane tıkanıklıklarını açar. Kanseri önler. Taze inciri yıkamadan, kabuğunu soymadan, ayrı bir öğün olarak yemek gerekir. Yıkamaya mecbur kalınırsa, yıkadıktan sonra 3 – 4 saat bekletilmeli ki üzerindeki faydalı mikroplar çoğalsın. Haftada 1 – 3 günü sadece incirle geçirmek çok faydalıdır. Dr. Aidin Salih’in Gerçek Tıp –...
Bağışıklık Sistemi Hakkında İpuçları
Bağışıklık (immünite) vücudun yabancı maddelere yani antijenlere karşı kendini koruma yetisidir. Vücuda zarar verebilecek veya kendine has özelliklerini değiştirebilecek her tür antijeni (yabancı maddeyi) tanıyarak, vücudu bunlara karşı farklı savunma yöntemleriyle korumak bağışıklık sisteminin ana görevidir. Geçirilen her hastalıkla birlikte uygun bir koruma yöntemi geliştirir ve bunu hafızasında yıllarca saklar. Bu bilgi anne sütüyle çocuğa geçer. Bağışıklık sistemi tekrar aynı hastalıklara ya da antijenle karşılaştığında hızlı ve etkili bir şekilde tepki verir. Dr. Aidin Salih’in Gerçek Tıp – Yitik Şifanın İzinde adlı eserinden alıntılanmıştır.
Gerçek Tıp’ta Hurma
Hadis-i Şerif’te “Acve hurması cennettendir ve cinnete karşı şifadır.” buyurulmuştur. İnsan besin olarak uzun süre sadece hurma tüketebilir. Hurma, kabuğu ile yıkamadan yenmelidir. Günde 1-5 tane hurma çekirdeği yutmak da fayda vardır. Bağırsak tembelliğine ve basura iyi gelir. Hurmanın kabuğu üzerinde bulunan mikroplar sağlıklı insan bağırsağının içinde bulunan mikroplarla aynıdır. Hurma yıkamadan yemekle bağırsaklara gerekli mikroplar ekilmiş olur. Hurma folik asit kaynağıdır. Rahim kaslarını temizleyerek güçlendirdiği, esnekliği kazandırdığı ve doğumu kolaylaştırdığı için hamile kadınlara hurma tavsiye edilir. Kan üretimini düzeltir, demiri yükseltir. Kahvaltı veya akşam yemeği olarak su veya yeşil çay ile birlikte yenmelidir. Peygamber (s.a.v.) hurmayı, kavun, karpuz veya...
Hamilelik ve Doğum
Safiye Y., 40 yaşında, Ev Hanımı Dr. Aidin Hanım’la tanışıp onun tavsiyelerini uyguladıktan sonra üçüncü ve dördüncü doğumumu evde yapmaya karar verdim. Üçüncü doğumum kolay geçti. İki yıl önce, dördüncü doğumumda gece suyum geldi, karnımın çevresinde hafif bir ağrı başladı. Ebeyi çağırdım ve ağrılar artmaya başlayınca küvete ılık, tuzlu su doldurup girdim. Bir süre sonra sancılarım şiddetlendi. Rahim ağzı açıldığı halde bebek gelmiyordu, sanki kemiklerime yapışmıştı. Ağrılara dayanamaz olunca küvetten çıktım, evin içinde yürümeye başladım. İnşikak Suresi’ni okudukça bebeğin dönmeye çalıştığını hissediyordum. Ebe, bebeğin omuzdan geldiğini ve boynuna kordon dolandığını söyledi. Sabırla ve duayla bebeğin dönmesini bekledim. Su geldikten yaklaşık...
Sara Hastalığı
İshak S. Çocukluğumda herhangi bir düşme, yaralanma geçirmedim, annemin bir yıl emzirdiğini biliyorum, önemli bir rahatsızlık da geçirmedim. Bendeki rahatsızlık, bir kokuyla başladı. İlk zamanlar bir anlık normal bir kokuydu. Sonraları aynı koku bulantı ile gelmeye başladı. Bir gün işten eve gelene kadar 3 kez tekrarladı, sonra vücudum dayak yemiş gibi oldu ve bitkin düştüm. Bu olayın manevi bir olay olduğuna kanaat getirdiğim için hocaya başvurdum, bana bazı dualar tavsiye etti. Bir gece işyerinde etrafımda aynı kokuyu hissettim. Uzandığım yerden kalktım ve hemen sureleri okumaya başladım, arkadaşlarımdan da okumalarını istedim, sonra geçti. Daha sonra aynı şey tuvalette başıma geldi. Oradayken...
Ruh Hastalıkları
Tülay K. 33 yaşında, A grubu, özel bir şirkette finansman servisi şefi Tülay Hanımın hikayesi bugünkü gençler için çok tipik bir örnek olduğundan bu ibret dolu hikaye, kısaltmadan olduğu gibi alınmıştır. 1973 tarihinde doğmuşum. Annem, hamilelikte çok bulantı hissetmiş, doktorun verdiği bulantı giderici ilacı (Emedur) kullanmak zorunda kalmış. Doğumum normal yolla olmuş, yaklaşık 1 yaşıma kadar anne sütü emmişim, ancak ek gıdalara 6. aydan itibaren başlamışım. Çocukken birkaç kez ateşli hastalık geçirmişim ve doktor ateş düşürücü (parasetamol, aspirin), antibiyotik (bactrim), öksürük şurubu (perebron) gibi ilaçlar vermiş. Hastalıklar: 15 yaşında sigara içmeye başladım. 28 yaşına kadar içtim. 15 yaşından sonra çok...
Otizm
Faruk, 8 yaş, 2. sınıf öğrencisi, İstanbul Annesi anlatıyor: Faruk 31.8.1998’de sezaryenle doğmuştu. 3,5 ay anne sütü emdi. Sonra hazır mama, pirinç unu ve meyve suyuyla beslendi. Rahatsızlığı, sık ateşlenme, huysuzluk, huzursuzluk, yürüyememe, çok su içme, uykusuzluk, uyusa bile, sık sık bağırarak uyanma şeklinde artmaya başladı. Ateşlenince çeşitli antibiyotikler denendi, hiçbir netice alınamadı. İki yaşını doldurmadan alerji teşhisi kondu. 2,5 yaşındaydı ve yürüyemiyordu, oturamıyordu, eklemleri hiç bükülmüyordu. Konuşamıyordu sadece garip sesler çıkartıyordu. Kendi başına yemek yiyemiyordu. Ateşlenmeleri ise devam ediyordu. “Şifa bulması ne kadar zaman alacak” diye doktora sorulduğunda muğlak cevaplar veriliyordu. Üst ön dişlerden 4 tanesinde diğer dişlerinden farklı...
Havale
Fatma Begüm S., Ankara. (Babası anlatıyor) Fatma Begüm 26.08.2001’de normal doğumla dünyaya geldi. İlk günlerde aşı yapıldı. Bir yıl anne sütü emdi. 6 aydan başlayarak ek gıda verildi: Bebe bisküvileri, çorbalar, sonra herşey. Hastalığın İlk Belirtileri: Saçları sert, derisi kalın ve kuruydu; hiç terlemiyordu; 6 aylıkken başını kaldıramıyordu. 10. ayın sonunda bir ay kadar süren bir ateşlenme geçirdi. İlaç vermedik. Fatma 11 aylıkken ‘göz teması’ kurmayı bıraktı. Yürümek üzereydi, bu hali sona ererek emeklemeye geri döndü. Sonra da emeklemeyi bırakıp oturmaya başladı. 12 aylıkken tekrar ateşlendi ve 2 gün boyunca hiç uyanmadan ateşli yattı. Pahalı ve kuvvetli bir antibiyotik kullandık....
Sedef
Esra G, Yaş 20, İstanbul Saç diplerimde kepeklenme olduğu zaman doktora gittim, cilt hastalığı olduğunu söyledi ve eczanede ilaç yaptırttı. İlaç zift gibi kokuyordu ve her akşam başağrısı yapıyordu. Hamile olduğumu öğrenince bıraktım. Başımdaki tabakalar gitgide kalınlaştı. Hamileliğimin ilk haftaları tehlikeli ve ağır geçti. 7. ayda hafif kanamalarım oldu. Doktora gittiğimde erken doğum tehdidi olduğunu söyledi, bebeğin ciğerlerinin gelişmesi için prepar ampul uyguladı. 3 saat arayla doğum geciktirici ilaç kullanmaya başladım. Bu bende kalp çarpıntısı ve mide bulantısı yapıyordu. 2 hafta iki günde bir doktora giderek böyle geçti. Bir akşam, suyum geldi. Biz normal doğumu beklerken bebeğimin 35 haftalık olduğu...