Makale

Tümör ve Kanser

Mustafa Ç, 60 Yaşında

15 seneden beri ayak tabanımda bir ben vardı. Ayak tabanında büyüdü yayıldı. Doktor arkadaşıma telefon ettim, hemen hastaneye gelmemi istedi. Gittim, kendisinden başka tam 7 doktor muayene etti. Daha sonra profesör öğretim üyesini çağırdılar. Bu benin ne zamandan beri olduğunu sordu. 15 seneden beri var olduğunu söyledim. Hemen hastaneye yatmamı ve acilen ameliyat olmamı söyledi. Benin hemen alınacağını ve baldır üzerinden doku alınıp ayak altına konacağını anlattı. Bütün tahliller, patoloji sonuçları, tomografi, ultrason, kan tahlilleri ve filmlerin sonunda teşhisin Malign Melanom olduğunu öğrendim. Eylül 2007’de ameliyat oldum. Her ay poliklinikte kan verdim ve akciğer filmi çektirdim. Vücudumun herhangi bir yerinde topak olduğunu fark ettiğim anda, hemen onları haberdar etmemi istediler. 2009 yılında kasık altında topak olduğunu fark ettim. İğne ile doku aldılar, tahliller istediler, tomografi vs. Vücuduma radyoaktif madde verdiler. Çocukların 24 saat yanıma yaklaşamayacağını söylediler. Çünkü vücudumdan radyasyon yayılıyordu. Bunun hastalığımı tetikleyeceğini doktora söyledim. Tedavinin öyle olacağını söylediler.

Kasım 2009’da tekrar ameliyat oldum. Dona intron A diye 10 mg’lık iğne verdiler ve bunu bir sene boyunca kullanmamı istediler. Her ay 12 adet iğne vuruluyordum. Bir gecede, saçlarımın bölge bölge aniden beyazladığını hissettim, kalkıp aynaya baktığımda hissettiklerimin doğru olduğunu gördüm. Kullandığım iğneler fiyat olarak da çok yüksekti. Doktor, devletin sana harcadığı 20-25 milyar demişti.

Gene bir gece yüzümün aniden yandığını hissettim. Hemen yataktan kalktım, yüzümün de aynı şekilde beyazladığını gördüm. Moralim bozulmuyor değildi ama bu hastalığın Allah’tan geldiğini düşünerek sürekli dua ediyordum.

Gün be gün dermanım kesilip halsizleştiğimi fark ettim. Rampa çıkarken sürekli dinleniyordum. Tabi böyle olmamda iğnelerin etkisi çok fazlaydı. Kimseyle konuşmak istemiyor, sürekli yalnız kalmak istiyordum, iyice robotlaştığımı hissediyordum. Ekim 2010’da kontrole gittiğimde, bana 3 ayda bir muayeneye gelmemi söylediler. 3 ay sonra gittiğimde, karın bölgeme de 7-9 mm sıçradığını, her ay kontrole gelmemi söylediler. Gene aynı işlemler tekrarlanacaktı. Tomografi istediler, doktora tekrar söyledim radyasyonun yayılacağını ve hastalığımı tetikleyeceğini.” Yapabileceğimiz bir şey yok garanti olsun diye bunları yaptırmamız gerekiyor” dedi. Tomografi ve ultrason günümü aldım. Ama moralim çok bozuldu.

Bir gün imam bir arkadaşımla karşılaştım. Bana okumasını istedim, bana hitaben “Seni bir doktor hanıma yönlendirmek istiyorum, kabul eder misin?” dedi. Ne gibi tedavi uyguladığını sordum. Alternatif tıp doktoru olduğunu söyledi, telefonunu verdi. Ertesi gün hemen aradım. Hastalığımı sordu, detaylı bir şekilde anlattım. O da uygulayacağı programın detaylarından bahsetti, yapıp yapamayacağımı sordu. Sonuçta ağır bir hastalığım olduğunu ve tavsiyelerine uyacağımı söyledim. Görüşmeye gelene kadar Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmamı istedi. İğneleri hemen bıraktım. O zaman manevi olarak çok rahatladım, sanki sağlığıma kavuşup hemen iyileştim. Sonra ailemle değerlendirme yaptım ve onlar da istedi, inşallah iyi olur dediler. 25/12/2010 tarihinde Aidin Hanım’la görüştüm, ayağımın altına ve kasıklarıma sülük tutturmamı söyledi. Bacağım ameliyat olduktan sonra o kadar şişti ki, tıp fakültesindeki doktorlara sorduğumda zamanla geçeceğini söylemişlerdi. Sülük tutturduktan sonra ne kadar şişlik varsa, indi. Sonra açlık oruçlarıma başladım. Haftanın 3-4 günü de bana verilen kürleri yaptım. 9 hafta böyle geçti. Tekrar görüşmeye gittiğimde, açlık orucuma devam etmemi ve beslenmemi kan grubuma göre düzenlememi söylediler. Hastanede tedavi gördüğüm zaman oruç tutmuştum, doktorum bana: “Sen ne yapıyorsun, susuz kaldığında böbreklerin kötü olur” diye kızmıştı.

Çevremdeki insanlar sürekli orucu bırakmamı, hastaneye devam etmemi söylüyorlardı. Ben kendimi biliyordum, daha önce yürümeye bile dermanım yoktu, çok zorlanıyordum. Aidin Hanım’la görüştükten özellikle de 7. haftadan sonra hızla iyileştiğimi hissediyordum. Çevrem ve arkadaşlarım artık daha iyi göründüğümü söylüyorlardı. Bu arada 89 kilodan 76 kiloya düştüm, daha da rahatladığımı hissettim.

Aidin Hanım ne söyledi ise, bendeki hallerin ve olacakların, aynen oldu. Daha sonra ramazan orucumdan sonra 10 günlük açlık orucumu tamamladım. Ve bana, mide kanaması gibi kana benzer pıhtıların olacağını, endişe etmememi söyledi, aynen oldu ve daha da rahatladım.

Şimdi ise Allah’ın yardımı ve izniyle iyileştiğimi düşünüyorum. Çünkü ameliyatlardan önceki sağlığıma kavuştum. Bu arada vitiligom geçti. Bundan sonra 2 defa 10 günlük açlık orucum ve sülüklerim var.

Bana sebep olan Eyüp Osmanoğlu ve tedavimde yardımcı olan başta hocam Aidin Salih ve bütün çalışanlardan Allah razı olsun.

Nisan, 2012