Makale

Tiroid bezinin manevi ve fiziksel önemi

Fiziksel bedenimizde psiko-ruhsal merkezler vardır. Bu merkezler sinir sistemi ve hormon üreten bezlerle belli bölgelerde bağlantılıdır ve ruhsal- manevi mertebelerimizin izdüşümüdür. Ezoterik terminoloji ve kabalistler boğaz merkezinin (tiroid bezi) ruhsal enerji ve şuur ile bağlantılı olduğunu ve solunum sistemini idare ettiğini söyler. Onlara göre bu bölge Daath (Marziyye) bölgesidir.

Daath, İbranice ilim demektir. Daath aynı zamanda zihin, ses ve yüksek ilmin merkezidir. Daath, insan ruhunun en yüksek bilinç noktası olan saf gücün şekillendiği yerdir. Daath ile bağlantılı ruhsal ve fiziksel küre yavaş yavaş açıldıkça insan bilincinde büyük değişiklikler gerçekleşir. Bizi saran korkular, engeller, psikolojik rahatsızlıklar gücümüzün ve ilahi varlık olma özelliğimizin nurunda eriyip yok olurlar. İlim köprüsünü geçtikten sonra cehalete dönüş yoktur. Kalp, sezgi, ilim, ruhun sesi ve aynı zamanda enerji kaynağıdır. Kalbe gelen ilim, bilgi, sezgi ve hissiyatı düşünceye ve eyleme dönüştürmek için kalp enerjisinin cismani beyne devredilmesi gerekir. Bu, boğaz merkezi (tiroid bezi) vasıtasıyla gerçekleşir. İnsan sadece boğaz merkezini (psiko-cismani merkez) uyarmakla şuurlu bir varlık olma mertebesine yükselebilir.

Beyinsiz kalp pratik anlayıştan ve ilimden mahrumdur; kalpsiz beyin ise soğuk ve lakayd bir varlıktır. Vücudumuzun maddi ve ruhi güçlerini ahenkli bir şekilde harekete geçirmek sadece ve sadece boğaz merkezi (tiroid bezi) ile gerçekleşir. Fiziksel ve ruhsal bedenin birbirinden ayrılması da tiroid merkezi vasıtasıyla gerçekleşir. (Derin uykuda, derin anestezi altında ve ölüm anında) Görüldüğü gibi tiroid bezi, fiziksel ve ruhsal bedenin en önemli organlarından biridir. Bu gerçeği aklımızda tutarak baktığımızda aşağıdaki olaylar daha anlamlı hale gelecektir:

Yaklaşık 40 yıl önce kullanılmaya başlanan iyotlu tuz tiroid hastalıklarına yol açtı, tiroid bezi hastalıkları birdenbire yaygınlaştı. Sonra tiroid bezini tehdit eden daha tehlikeli maddelerin, sentetik parfüm, rekombinant DNA ürünü feromonlar ve sentetik tiroid hormonların üretilmesiyle tiroid bezi hastalarının sayısı hızla çoğaldı. Bu maddeler kadın, erkek ve hatta çocuklarda tiroid bezini tahrip etmeye başladı. Bu yapay problemler sebebiyle tiroid bezi ameliyatları sayısında hızlı bir artış oldu ve tiroid bezi tamamen alınmaya başlandı. Doğal tiroid hormonları yerine sentetik tiroid hormonları kullanıldı. Sonuçta, beyin ile kalp arasında bağlantıyı sağlayan tiroid bezinin salgıladığı hormon yerine sentetik hormon kullanımı yoluyla insanlar Allah’ı ve ölümü unutmuş, dünyaya sıkı sıkıya bağlı, şuursuz, anlayışsız, soğuk kalpli varlıklar haline geldi.

(Kaynak: NHI İstanbul Doğal Sağlık Enstitüsü Bülteni, 02.11.2011)