Makale

Bel ve Boyun Fıtığı

Abdullah Öngün, 38 yaşında, yönetim danışmanı


1996 yılında belimde oluşan ağrılar 2000 yılında çekilmez bir hal aldı. Röntgen ve MR çekimlerinden sonra bel fıtığı başlangıcı teşhisi konuldu. O tarihten sonra spor ve gezi gibi yorucu hiçbir aktiviteyi yapamadım. Sık sık tekrarlanan şiddetli ağrılar sonucu bazen 2 haftayı bulan yatak istirahatları yapmaya başladım. Her doktora gittiğimde Muscoril, Novalgin, Dikloron jel merhem gibi kas gevşetici ve ağrı kesiciler verildi. Paketler dolusu ağrı kesici  ve kas gevşetici ilaçlar, iğneler kullandım. Her yıl toplamda 1,5 aydan fazla parçalı yatak istirahatı yapıyordum. Sürekli ve çok şiddetli ağrılar hayatı çekilmez hale getirmişti. Her doktora gittiğimde röntgen, MR ve sonucunda aynı iğne ve ilaçlar yazıldı. Her şiddetli ağrı döneminde kullandığım için evde çekmece dolusu iğne ve ilaç bulunduruyordum. Artık polikliniklerin daimi müşterisi olmuştum, fakat farklı bir çözüm üretilmediği ve çok ağrı çektiğim için masaj, damar çekme, bardak atma ve bel çekme gibi birçok yöntemi denedim. Kısmen faydalı olsalar da kalıcı şekilde iyileşme olmadı. Belimdeki ağrılar kalçalarıma, dizlerime ve tüm ayaklarıma yayıldı.

2006 yılında alnımda beyaz bir leke oluşmaya başladı. Önceleri umursamadım. Büyümeye başlayınca doktora gittim. “Vitiligo”

teşhisi konuldu. Kullanmam için Elanor merhemi verildi. Beyaz

lekeler hızla büyüdü ve 1 yıl içinde yüzümün yarısını kapladı.

Ellerime ve vücudumun bazı bölgelerine de sıçradı. Lekelerin büyümesini engellemediği için 2-3 ay sonra merhem kullanmayı

bıraktım. Yazın 2 dakika dahi güneşte duramıyordum. Yüzüm

hemen kızarıyordu. Beni görenler tatil yaptığımı ve güneşin beni 279 çarptığını düşünüyordu.

2008 yılında bel fıtığımdan dolayı doktora gittiğimde MR’dan sonra L4 ve L5 disklerinde fıtık teşhisi kondu. İşim gereği araba kullandığım için ameliyattan sonra fıtıkların tekrar etme ihtimalinin yüksek olduğu söylendi. Buna rağmen ameliyat olmak istedim.

Ameliyat öncesi tetkiklerde karaciğerimde yağlanma ve kolesterol tespit edildi. 1 aylık beslenme rejimi ve ilaç tedavisi verildi. Bu rejimi yaptıktan sonra değerler normale indi ancak ben tekrar etme ihtimali yüksek olduğu için ameliyat olmaktan vazgeçtim. Sonraları karaciğer yağlanması ve kolesterol tekrar nüksetti.

Kullandığım ilaçların yan etkisi olarak vitiligo, karaciğer yağlanması ve kolesterolden sonra 2009 yılında reflü hastalığı da oluştu. Gece yatarken asitli yiyecekler midemden çıkıp nefes boruma kaçtığı için birkaç defa boğulma tehlikesi geçirdim.

Sürekli korse kullanıyordum. Korse olmadan sabit olarak ayakta durmakta zorlanıyordum. Fizik tedaviden sonra doktor bana çelik korse verdi. Çelik korse kullanmaya başladıktan sonra iyice kötüleştim. Araca binip inmek çok büyük eziyet veriyordu.

Merdivenleri çıkamıyordum.

Tekrar ameliyat olmaya karar verdim. Bu sırada bir arkadaşımın tavsiyesi ile Aidin Hanım’a gittim. Vücut temizlemesi, 36 ve 48 saatlik açlıklardan sonra çok rahatlamaya başladım. Bel fıtığı için sülük ve hacamat tedavisi de oldum. Ardından 10 günlük açlık yaptım. 4 ayda 84 kilodan 70 kiloya indim.

Şu anda tedavim devam etmesine rağmen birçok hastalığım geçti. Bel fıtığımın % 80’i geçti ve çok rahatladım. 10 yıldır ilk kez ormanda bir gezi yaptım. Yüzümdeki vitiligo büyümesi durdu ve küçülmeye başladı. Aidin Hanım’ın öncüsü olduğu gerçek tıp uygulamaları, tedavi dışında aynı zamanda yeni bir yaşam tarzıdır. Daha sağlıklı ve yüksek manevi değerleri, bir beslenme alışkanlığı kazandırmaya vesile oldukları için Aidin Hanım ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Dualarım kendileri iledir.

Nisan, 2012